Sayfalar

Pişmanlık-2

 En son tüm ümidimizi kaybetmek özgürlüktür diye bahsediyorduk sanırım. Bu arada iyi uyudum tam 12 saat olmuş.
 Fight Club'un en ilgi çeken kısmı şuydu bence; (çoğunuz hatırlamayabilir gidip bir araştırın herşeyi devletten beklemeyin cicişler.)

eğer bunu okuyorsan o zaman bu uyarı senin için demektir. bu işe yaramaz yazıda okuduğun her kelime hayatından başka bir saniye daha çalıyor. yapacak başka bir şeyin yok mu? hayatın gerçekten bu anları daha iyi harcayabileceğini düşünemeyeceğin kadar boş mu? yoksa ona saygı ve inanç duyman gerektiğini iddia eden otoriteden çok mu etkilendin? okuman gereken her şeyi okur musun? her şeyi düşünmen gerektiğini mi sanıyorsun? istemen gerektiği söylenen her şeyi satın almak zorunda mısın? evinden dışarı çık. karşı cinsten biriyle tanış. aşırı derecede alışveriş ve mastürbasyon yapmayı kes. işinden istifa et. bir kavga başlat. hayatta olduğunu kanıtla. eğer insanlığını kanıtlamazsan istatistikten başka bir şey olamazsın. uyarıldın...... tyler

''işinden istifa et ve bir kavga başlat. hayatta olduğunu kanıtla.''
Bazı günler kafam feci şekilde iyi iken sokaklarda geziyorum. Bu sırada da dünya umrumda olmuyor. İlginçtir ki yaşadığımın farkında olduğum anlardan birisi de bu anlar oluyor. Gidip millete bulaşmıyorum kavga çıkarmak için tabi. Kafam iyi de olsa Zeytinburnu gibi bir yerde bilinçsizken kavga etmem. Kavga bilinç son derece açık olduğunda edilir. Diğerlerinde sadece dayak yersin. Kendini savunmak için önce sakin olmalısın. Çünkü kızgınlık insanın en büyük düşmanıdır. Adrenalin patlamaları yaşamamak için dingin ve sakin olmalıyım. Her neyse, sokaklarda gezerken insanlar geçiyor gözümün önünden. İşinden dönen babalar, sokakta top oynayan çocuklar, duvarın başında çekirdek çitleyip sigara içen gençler var. Hepsinin bir amacı var. Sistemin onlara dayattığı ve toplumun yol göstericiliğiyle yoğrulmuş beyinleri ile ...
ööeeh. Sosyal vaaz vermeyeceğim. Kısaca açıklayayım. Bu insanların hepsi bir amaca hizmet ediyor. Kimisi büyüyüp adam olacak, gidecek bir iş bulup yuva kurup evine bakacak. Kimisi de askere gidip vatanını savunacak. Böyle örnekleri uzatabiliriz.
 İşte bu adamın bir de avrupa'da yaşayan, düzgün bir işi, geliri, ailesi çoluk çocuğu olan var. Hayata karşı ikisinin sorumlulukları aynı belki. Ama birisinin daha fazla imkanı var doğuştan gelen. Yine 'adaletini sikeyim dünya' olayına getirmeyeceğim olayı merak etmeyin.
 Hayat kimisine 1-0 önde başlama avansını verir. Bize kalan ise gideceğimiz son durağın aynı olacağının farkında olmaktır. Ölüm gibi can sıkan bir konuya değinmeyeceğim. Sadece şunu söylüyorum üstadın dediği gibi; bizinısstık biz de mi öldük? diye birşey yok. Hepimiz çürüyebilen organizmalarız. Kulağını elinle direkt olarak da tutabilirsin, kolunu omzunun üzerinden dolaştırıp da tutabilirsin. Bu sana kalmış birşey.

Yine alakasız konudan alakasız yerlere geldim. Gidip kafa dağıtayım biraz. Yeni yazıda görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder