Sayfalar

Bitkin


 Sıkıldım.
 Dur şarkısız yazmak olmaz.




 Son birkaç aydır (sanırım 9 aydır falan) ağzımdan en çok çıkan söz bu sanırım. Aslında altında yatanları bilmeden sadece yorum yapan insanları gördükçe daha da soğumaya başladım hayattan.

 Fransızca şarkılar dinleyip bütün gece bilgisayar başında sabahlamaktan düşünecek hiçbirşeyimin kalmadığını fark ettim. Candy Crush oynatmaktan başka hiçbir işe yaramayan bir bilgisayara sahibim. Sanırım yaratıcılığıma nerf gelmiş olmalı.


 Sadece şuna inanarak yaşıyorum. Benim için yaratılmış bir insan var ve şu anda birbirimizden habersiz bir şekilde hayatlarımızı sürdürmekteyiz. Beni canlı tutan tek şey bu sanırım.

 Çok fazla şey için geç kalmış gibi hissediyorum kendimi. Sanki hep yanlış insanlar için yanlış şeyler yapmışım gibi hissediyorum. Çok fazla aldandım. Kendi kendimi kandırdım. İnanır mısınız; son ilişkimde tamamen kendimi teskin ede ede hoşlandım, sevdim ve sevildiğime inanmaya çalıştım. Zerre değer vermese bile kendimi değerli olduğuma inandırdım. Kafamda kurguladığım aşkı yaşadım, kafamda kurguladığım tripleri kafamda attım ve kafamda kurguladığım sonu kafamda oynadım. Hepsi kendimi birşeylere inandırma, birşeylere güvenme ve sevme isteğimden kaynaklıydı.

 O kadar çok şey var ki anlatılacak.. Hangisinden, neresinden başlasam.. Paylaşmayı çok seviyorum evet ama ben söylediğimi ağzı açık dinleyecek olanı değil beraber yorumlayabileceğimiz birisini istiyorum artık.

 İnsanlar senden etkilenmeli. Bütün bilgi birikimini belirli bir süre zarfında dökemeyebilir, potansiyelini gösteremeyebilirsin. Ama etkileyici olmalısın. Dış görünüşünün canı cehenneme, sen önce kendini bir insan olarak yetiştirmiş olmalısın. Karşılığında hiçbirşey bekleme. Dök eteğindeki taşları, unut bir an olsun yalnızlığını. Sonrasında ise git. Gerçekten; arkana bile bakma. Hatırlanmıyorsan eğer; işini iyi yapmışsın demektir. Zaten görünen fotoğrafı vesikalıktır her zaman yalnızın.

 Kimsenin beni umursamadığına emin olduğum hayatım sona erdiğinde ölüm meleği gelip benden ruhumu, silahımı (bedenimi) ve rozetimi (benliğimi) teslim etmemi istediğinde hani o Hugh Jackman'in X Men filmindeki bar sahnesinde 2 adama dediği 'Go fuck yourself' lafını etmeyi istiyorum. Kanatlarını açtığında tüm evreni kaplayabilen bir doğaüstü yaratığın bunu pek de umursayıp alınacağını zannetmiyorum.

 Uzun zaman oldu birşeylerden etkilenmeyeli. Ya gerçekten de bunu söylemek istemiyordum fakat son ilişkimin de bir kezbanla olduğunu fark ettiğimde hayattan bir daha soğudum. Her seferinde çok şey gördüğünü söyleyenlere rastlıyorum. Tamam hepiniz aşık oldunuz, hepiniz acı çektiniz, hepiniz ergenliği atlattınız, düzenli seks yaptınız, özgürlüğü tattınız. Baban saat 8 de evde olmanı istediğinde 7.30 da eve damlayıp annenin verdiği harçlığa itiraz bile edemeden yaşadın hayatını. Sadece yalnızlığı geçsin diye seni yanında tutan birisi ile çok büyük aşk yaşadın, terk edilince de kimse sana yüz vermedi diye büyük yalnızlıklar çekip acı içinde kıvrandın. Evet bebeğim hayat bu kadar basitti işte. Bana zaten en büyük mutluluğu da acıyı da tattığını söylediğinde gözlerimi kapatıp bir an o kanın beynimde hızla ısınıp bütün vücuduma dağıldığını hissettim.

 Ve vazgeçtiğinde bitiyor tüm savaşın. O andan sonra kaybetmiş olmak bile umrunda olmuyor.

 Zaten ıslanmış bir adama şemsiye vermek gibiydi gülüşün. Her şey zaten yolundaydı. Mükemmel bir hayatım yoktu ki. Olması gereken de oydu zaten. Sadece yaşıyordum.

 Herşeyden bunaldım, hayat çok bohem triplerine girip de ilgisini çeken bir olay olunca çocuk gibi üşüşüp ilgilenen insanın samimiyetsizliğine gülerim ben.

Karşındaki insandan daha karizmatik, daha zeki ve daha üstün olduğunu fark ettiğinde işin tüm albenisi kaçıyor. Artık o saatten sonra umursamıyorsun gerçekten.

 Yalnızlıktan sıkılırım, yalnız olmadığımda yalnızlığı ararım. Sinemadan klasik müziğe, elektronikten Fransızcaya, her türlü sanata ve spora dayanan çok geniş ilgi alanlarım var. Ciddi anlamda çok fazla okurum. Kültürel ve gündem konularında gözümden hiçbirşey kaçırmam diyebilirim.

 Ve hala 1.90 ve yakışıklı olmamakla itham ediliyorum.

 1.50 boyuyla ayaktayken ağzına alabilmek isteyen ne çok kıza rastladım şu hayatımda.

 Herkes hak ettiğini yaşasın, bana gölge etmesinler yeterli. Ben istediğimde istediğim kişinin olurum zaten. Benden sahiplenilmeyi beklememi beklemeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder