Sayfalar

Derin Bir Nefes

 Kardeşine dönüp 'Dışarı çık; bir bara otur, birkaç kadeh birşeyler iç. Bir kız arkadaş edin. Sevmek ne demekmiş hatırlaman için güzel bir fırsat yakalamaya çalış. En azından hayatta olduğunu kanıtla. Derin bir nefes al.'' dedi.
 Never Back Down'u izleyenler bilir. Dövüşte en önemli kural nefesini kontrol altına almaktır. Nefesinizi tutup adama saldırmayı denerseniz işiniz zor demektir. Aldığınız nefes atılacak olan yumruk için güç demektir. Vücudunuz her yeni nefeste kendini yeniler. Dövüşte kondisyonu eşit seviyede olan iki taraftan dövüş tekniği ve nefes kontrolü iyi olan kazanır.
 Konuyu dağıtmayalım;
 Dünyanın forum sitesini, sözlüğünü gezdim bir Allah kulu da 'asosyalim beyler ne yapmalıyım' diyen Ademoğlu'na 'dışarı çık, kızlarla gez''den başka bir şey desin. Ya arkadaş her dışarı çıkanın üstüne mi atlıyor bu kızlar? Sen bilgisayar başında otur aylarca, oynadığın oyundan ya da yaşam stilinden sıkıl; asosyalim diye ağlamaya başla ve dışarı çıkınca kızlar gelsin. Ne güzel filmmiş o öyle olsa da izlesek bari. Ama önce sırada Taxi Driver var belirteyim de.
 İnsanlar sosyal varlıklardır falan zırvalığını geçiyorum direk. İnsan istediği ölçüde sosyal varlıktır. Alınmayın dostlar ama insan benim gözümde diğer bir insana muhtaç olduğu için sosyaldir. Neyse sosyal vaaz vermeyi erken kesiyorum ve sadede biraz olsun yaklaşmak için adım atıyorum.
 'Nefes alsın yeter' deyimini bilmeyen yoktur herhalde aramızda. Bu da bir insanın yaşadığının en büyük kanıtıdır. Deyimin söyleniş amacı ayrı; ona sonra değiniriz.
 Asosyallikten bıkan arkadaşlara sesleniyorum;
- Önce bağımlılıklarından kurtul. Sigaradan bahsetmiyorum, kendini zehirlemekte özgürsün ben baban değilim sana yasak koyamam. O bilgisayarın/oyunun/filmin başından kalk ve pencereyi aç.
-Burnundan derin bir nefes al. Hemoglobinlerin bütün vücuduna en ufak bir yer kalmayacak şekilde oksijen taşıdığını hisset. Yaşadığına kanaat getir.
-Biraz insan ilişkilerine önem vermeye çalış. Karşıdaki ne söylerse söylesin ilgiliymiş gibi davranmaya çalış. Unutma; samimi taklidi yapabiliyorsan diğer herşeyin taklidini yapabilirsin.
-Beyninin yetmediği konularda karşında konuşan adamı küçümseme. Sen sağ elinle mutlu falan değilsin artık anla şunu. En azından sağ elinin söz hakkı yok.
-Felsefe işe yaradığına inandığım sayılı ilaçlardandır. Gerçekten de işe yarar. Tanrı sevgidir ya da evrene olumlu mesaj gibi boş inanç sahiplerinin zırvalıklarla pekiştirilmiş yalanlarını unut. Felsefeyi körü körüne okuma. Akıl süzgecinden geçir.
-Bir hobi edin. Benim yüzlerce hobim oldu sana istediğin herhangi bir konuda yardımcı olabilirim. Evcil hayvan,  Rc modeller (tekne, helikopter, on-off road araçlar), resim, müzik, heykel, grafik tasarım vb.. daha bu örnekler artırılabilir.
-''Artık dört cinsiyet var; kızlar, erkekler, Calvin Klein erkekleri ve Victoria's Secret kızları'' diyen zangoçlara kulak asma.
-Müzik zevkin oturmuştur ama yeni gruplar falan keşfetmeye çalış. Hepimiz lisede rap, arabesk falan dinledik. Karma bir müzik zevki edinmeye çalış. David Guetta da var bu dünyada Metallica da. Ben ''rap değil sago dinliyorum zehehe'' diyorsan zaten sen gelme liseli.
-'Ne liselisi yaşım 25 lan benim' diyorsan; liseli olmak için yaş gerekmez. Mantelite meselesidir.
-Asosyalliğin en büyük sebeplerinden birisi de kusuru olduğunu düşünmektir. Aynaya bakıp Brad Pitt görmeye çalışma; bu dünyada Bukowski'ler de var Iggy Pop'lar da Steven Tyler'lar da. Bayan arkadaşlar içinse örnek çok zaten Amy Winehouse'dan gireriz örnek vermek gerekirse.
-Başka bir sebebi de yalnız kalma istediğidir. Ona karışmam. Ama yarın çıkıp da 'çok yalnızım abi' diye intihar etmeye kalkma. Yaşamı sevmeye en yaklaştığım zamanlar intiharı düşündüğüm zamanlar oluyor.
-'Dün berberde sıramı bekliyorum. Traş olmakta olan adamın biri, ki ün. mezunu ve çalışıyor, öyle atıp tutuyor ki herkes onu dinliyor. Muhabbete katılmayan bir tek ben. Hararetli bir tartışmadır gidiyor. Ama tartışılan konu hakkında herhangi birinin bir gazete makalesi dahi okumadığı anlaşılıyor. Bizim dangalak medyanın dangalak haberlerinden beslenmişler. Ben de sesimi hiç çıkarmadım, gazetelere baktım. Onlar da katılım göstermememe şaşırdılar. Şimdi ben asosyal mi oldum?' Hayır olmadın. Adam gerzek, moron falan orası ayrı da; sevmediğin konularda konuşmayabilirsin. İletişim keyif alınarak yapılması gereken birşeydir. Asosyallik iletişim eksikliğinden kaynaklanır tercih meselelerinden değil.
-'ben x oyundayken y sesli chat programını (vent, teamspeak türevleri) kullanıyorum klanda 50 kişi var hepsiyle konuşuyorum senden daha sosyalim aslında olooom' diyorsan da; o oyundan elbet bir gün sıkılacaksın. Ve gerçek hayattan tanımadığın hiçbir klan üyesi ile hayatının sonuna kadar daha hiç görüşmeyeceğinin garantisini veriyorum. Sizler gerçek hayattaki kişilikleriniz değil; oyundaki karakterlerinizsiniz artık. Değeriniz oyundaki eşyanızın ederi kadar. 'Yok biz çok iyi dostuz aramız çok iyi mehmet abi bana çok güvenir' falan diyorsan da devam et diyorum; ileride ananın bulduğu kızı beğenmezsen son çare mehmet abinle evlenirsin.
- 'Benim yapım böyle abi insanlar beni boğuyor hepsi sistemin kölesi olmuş kafama göre adam yok yeaa' diyorsun iyi güzel de akşam duvarda çekirdek çitlerken mahallenin sidikli kızlarına ağzın 1 karış bakıyorsun ne iş? Yemiyo tabi konuşmak. Anca bak öyle. Sistemin efendisi sen olsan ne olacak, önemli olan sistemin içinde olup dışından bakabilmek.
-Türk insanının huylarına hiç girmiyorum. Şu karikatür herşeyi açıklıyor zaten. Sen istediğin kadar özgüven dolu ol baltalayacak bir öküz bulunur etrafta. Bu çok yakından tanıdığın birisi olabilir.
-Şunu da hiçbir zaman unutmayın. Asla ve asla yaşarken yalnız olamazsınız. Hep tatlı bir engel çıkar karşınıza ve yalnız kalamazsınız. Şunun gibi..
-Sosyallik evde anneniz ve kızkardeşinizle Fatmagül'ün Suçu'nu bulmaya çalışmak değildir.
-Sosyallik sokağa çıkıp tuttuğunu sikmeye çalışmak da değildir.
-Sosyallik tanımadığınız bir insanla ayaküstü bir muhabbet olabilir.
-Sosyallik uzun süredir görüşmediğiniz bir arkadaşla biraz oturup birşeyler içmek olabilir.
-Ve bu sosyal hayata geçişte ilk gecenizse;
Konuşmak zorundasınız.
Susarak, içine kapanarak sosyal olunmaz.
Alacağın nefes bile sayılı. Hala bu neyin feryadı? Çık dışarı, gez, dolaş, bisiklet sür, uzun zamandır tasarladığın birşeyi yap, balık tut, mahalledeki çocuklarla top oyna, kolasına kömür taşı, eriğe dal. Ama kesinlikle sokağa çık. Sadece mizah ve başkomiser Rıza'nın ekibi değil; tüm hayat sokaklarda.

Not: Yalnız ve aile boyunduruğu altında olmadan yaşıyorsan sana şunu öneriyorum. Birkaç gece evinden uzakta kal. Sosyalleşme uğruna git banklarda ya da atm klübelerinde yat demiyorum. Neyse Amy Macdonald sana gerekli ipucunu verecektir.



 Hepiniz tanrı'nın ruhundan bir parçasınız ve unutmayın en büyük yalnız bizleri yaratan'dır. Elbet kendinizi yalnız hissettiğiniz anlar olucak ama bu duygunun ruhunuzu esir alıp içinizdeki maceracı çocuğu öldürmesine izin vermeyin. Bol şanslar.
(Muhabiriniz Okan İstanbul/Zeytinburnu'ndan bildirdi. Ortamın, sokakların ve gece aleminin kalbinin attığı yer. Yok la şaka yaptım dönerler satırlar havada uçuşuyor burda 7/24.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder