Sayfalar

Sessizlikle sevişmek

miriydi tinlerin derininde yatan sukut. usulca uzanır her acıda içimize.

geçmiş, dün, bugün!
sürüklen artık girdabın en derinine!
öl!
yaşayarak öl!
ölümüne seviştin benimle!
o sessizliğin yek bedeni mezarımız oldu.

buldum içimden seni!
tuttum saçlarından attım yatağa sessizliği,
kucaklayıp ince belinden sırtıma tırnaklarını geçirene kadar boyun altını emdim.
hala sağır olmamıştım.

kulak memesinin arasına sıkışan senfonileri emdim,
dudaklarında biriktirdiği, şu ana kadar insanların ağzından çıkan tüm sesleri emdim,
göğüs uçlarında, depremler, seller nice afetlerin gürültüsünü emdim...
gözlerine değdiğimde gözlerim, kendimi emdim.
ruhumu emdim sessizlikten.
dudaklarım morarana, dişlerim çürüyene kadar tüm kitapları emdim.

bir kağıt hışırtısıyla üflüyorum işte ensene doğru gerçekliğimi, tüylerin diken diken oldukça morf alfabesi batıyor bedenime. senin tüylerin, benim bedenime morf alfabesini işliyor. sessizlik, ruhuma sessizliği öğretiyor.

bir konser var şimdi senin burnunda, öptüm.
alnında çocuk sesleri çığırıyordu, öptüm.
saçlarının her telinde çığlıklar...
evrende yayılıyor kimsenin duymadığı inlemelerimiz,
gürültümüzü tanrı öptü
bedenimide olmayan fakat bedenimdeymiş gibi, hiçbir zaman dokunmadığım, dokunulmayan bir hususa, sesime değdi dudakların bana.
öptün.
ölüme kadar,
sana kadar
sessizliğe gömüldüm.


uludağ sözlük'ten alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder