Hoh deme püf de..
Yazmayalı çok oldu sanırım değil mi?
Bu aralar sıkıntı dolu bir yaşama ve boktan giden bir öğrencilik hayatına sahibim. Zaten neyim düzgün oldu ki diyerek mala bağlamayayım. Standart işte; senin, benim, onun, şunun, sokaktaki adamın, evdeki hanımın, parktaki çocuğun, kısacası hepimizin bildiği gibi; standart.
Heyecan, adrenalin vesaire vesaire. En azından insan hayatında biraz olsun renklilik istemiyor değil. ''Hadi beni güldür biraz'' diyen Ogün Şanlısoy ve ''Bana biraz renk ver'' diyen Sıla haklılar gibi. Yalnız fark ettiniz mi; iki şarkı sözünde de ''biraz'' olgusu var.
Uzatıp laf salatasına girmeyeyim en iyisi. Artık biraz daha sade ve öz yaşamaya ve yazmaya karar verdim. Mesele şu.
Fazlası olunca boku çıkıyor arkadaş. Herşeyi tadında bırakmak gerekiyor. Gülmeyi de; renklenmeyi de. Çünkü bir gün bir bakarsınız; siz o kadar renkli olduğunuz halde renk körü köpeğin birisi gelir ve sizin renklerinizin hiçbirisini görmeden sizi yargılamaya kalkar.
Sınırları çizebilmek için değil sadece özgürlüklerimizin mevcudiyetini belirlemek için mesafeleri oluştururuz. Saçma bir kelime oldu yine bak şimdi; nasıl açıklasam bilemedim.
Şöyle yapalım.
Bir kutu düşünün. Hay kutuya da yine başladı şekilli anlatım dimi. Evet anca kafam böyle alıyor mühendisiz arkadaş ne yapayım. Her neyse; bu kutu sizsiniz. Kutunun içinde de kalbiniz var ve o kutu bir hediye paketi. İşte size mutluluğu tattıracak insana onu sunacaksınız.
Ergenler için buraya kadar yeterliydi sanırım.
Şimdi geldik işin ilgi çekici kısmına.
Kutu bir kenarda dursun. Özgürlüğü soyut olarak ele alalım. Belirli bir yere kadar sizin özgürlüğünüz kısıtlanamaz ve boyunduruk altına alınamaz değil mi?
Evet diyorsan kapat şu sayfayı da siktir git derim. Doğduktan sonra kaç sene boyunca ananı emdin? Okula giderken kaç kere babandan harçlık istedin? O çok sevdiğin bilgisayarını alırken babana kaç defa kedi yavrusu gibi mırıldandın?
Hadi onu da siktir et. Bir kadından veya erkekten hoşlandığında, sevdiğinde kaç kere gözlerini kapattın bazı şeylere? Kaç kere görmezden geldin hatalarını? Bir insanın yapabileceği şeyler dediklerini neden sana karşı başkası yaptığında olağanın üstü tepki gösterdin de dibinin düştüğü hatunun ya da adamın hatası olunca görmezden geldin?
Özgürlüklerin kısıtlandığı yer duygularındır muhabbetine getirmek istemiyorum olayı da. Aşk dediğin şey zaten mala bağlamaktır; orası ayrı. Aşık adamı sorgulayamazsın, duygularını eleştiremezsin, yargılayamazsın. Fakat özgürlük tribine girip bağlı olduğu şeylerden hala memnunsuz adamın ağzını burnunu şey etsen yeridir.
En son lambaya püf de diyorduk nereye geldim. Manchester da bala yendi zaten Galatasaray'ımı.
Her neyse; hoh deme püf de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder